Hakiki ve kâmil bir mürsid, iman kurtarma noktasinda adeta bir can simidi gibidir. Ancak “taklidinden sakinmak” sarttir. Aksi halde imani kurtarmak bir yana, tehlikeye bile girebilir. Her meslek ve mesrepte oldugu kadar, bu meslekte de akidesi, niyeti bozuk, menfaatçi, sahte veya egitimi yetersiz, kemale ermemis olanlar mevcuttur. Fakat sahte olanlari kolay ve çabuk fark edilirler. Yeter ki biraz basiret ve feraset olsun.
Sahte mürsidleri ele veren ipuçlari genellikle sunlardir:
Dünya üzerinde öyle mübarek zâtlar var ki, Allah onlari insanlari karanliktan aydinliga çikarsinlar diye hizmetine almistir.
Onlar insanligin irsadi için, kurtulusu için görevlendirilmis velilerdir. Allah'tan baskasi önünde egilmezler ve O'nun rizasindan baska bir sey de talep etmezler.
Onlarin gayeleri sadece Alemlerin Rabbi Allah'tir. Sözleri O'nu zikirden ibarettir. Günes gibidirler. Insanlar için bir isik, insanlik için bir aydinlik... Yol'dan, Yolumuz'dan haber verirler, rehberlikleri ile önümüzü aydinlatirlar. Hiç bir karsilik talep etmeden, beklemeden...
O aydinliktan faydalanabilmek için onlari bilmek, tanimak, yaptiklari irsadi anlamak gerek. Irsad nedir, mürsid kimdir bilmek gerek.
Dünya hayatinin en serefli ve en degerli isi, gönülleri Hakk'a uyarip, duygu ve düsünceleri Allah ile bulusturmaktir. Çünkü suur sahibi bütün varliklarin yaradilis gayesi Allah'i tanimak ve O'na ibadet etmektir. (Zariyat, 56)
Bu gayeden uzaklasildigi an, hayat manasini yitirmis, imtihan kaybedilmis, dünya hayatiyla birlikte ebedi hayat da hüsrana ugramis olur.
Muhtelif ayet ve hadislerde isaret edildigi üzere, Allah'in zikri bütünüyle yeryüzünden kalktigi zaman dünyanin da varlik sebebi ortadan kalkmis ve kiyamet vacip olmus olur. Demek ki, dünyayi ayakta tutan sey Allah'in zikridir. Iste insanin yüzünü Hakk'a çevirmekten ibaret olan irsadin degeri, bu yaradilis gayesinden kaynaklanmaktadir.
Böylesine serefli bir vazifeyi, Allah en seçkin kullari olan peygamberlerine ve onlarin vârislerine vermistir. Sayet irsaddan daha degerli ve serefli bir is olsaydi, Cenab-i Hak peygamberlerine o vazifeyi verirdi.
Irsadin manasi ve ehemmiyeti
Kelime olarak irsad: Hak ve hakikate, iyiye, dogruya tercüman olmak, Allah yolunu göstermek manalarina gelmektedir. Tasavvufî manasiyla irsad ise: Allah'i kullarina, kullarini da Allah'a sevdirmektir. Belirli bir egitimi ve metodu olan bu irsadi, su sekillerde de tarif edebiliriz:
* Yaraticisiyla tanisik olmayan ruhlari onunla tanistirmak, Rabbi'yle tanisik olan ruhlari da onunla olan münasebetlerinde derinlestirip yükseltmek.
* Potansiyel olarak insanlik kabiliyetine sahip olan insani, fiilen insan haline sokmak. Diger bir tabirle “insan-i kâmil” yapmak.
* Insanin ser kabiliyetini hayir kabiliyetine çevirmek suretiyle, seytan ve onun temsil ettigi kötülükleri bertaraf etmek.
* Insani iyilige, ibadete, güzel ahlâka, salih amele, istikamete… hasili Rabbi'nin rizasina yöneltmek suretiyle O'na ulasmasini saglamak.
|